Translate

3 Mart 2016 Perşembe

Laleli Baba Camii'nin İlginç Hikayesi

.


Laleli Camii'ni, 1757-1774 yılları arasında padişah olan Sultan 3. Mustafa Han yaptırmıştır.
Padişah bir gün caminin inşaatını gezmeye karar vermiş, giderken camiye yakın bir yerde sakallı sakalı adamların bulunduğu mezmelelik bir mekan görmüş. Kime ait olduğunu sormuş.
"Laleli Baba adında bir zat-ı muhtereme ait padişahım" diye yanıt almış...
Belli ki bu görüntünün camisi yakınında olmasından hiç hoşnut değildir...Geri dönüşte arabacıya durmasını söyler... Hemen faytondan atlayarak o mekana doğru yönelir...Tabii korumaları da peşinden... Kapıda duran dervişe: "Laleli Babayla görüşeceğim, burada mı?" dediğinde; "Benim Padişahım" diye yanıt alır...
Doğruca içeriye yönelen padişah, bağdaş kurup oturur ve karşısında saygılı bir şekilde duran dervişin bilgisini ölçmek için: " Söyle bakalım baba; bu dünyada en önemli şey nedir?" der. Derviş cevaplar: "Yeyip içtikten sonra, def-i hacet'dir padişahım" 
Daha farklı bir cevap vereceğini bekleyen padişahın hiç hoşuna gitmez bu sözler...
Birden ayağa kalkıp oradan uzaklaşır... Yanındakiler de arkasından hızla çıkarlar...
Akşam olur. Padişah, Lale Devrinin o meşhur eğlencelerinden birine davetlidir...Yenip içtikten sonra; padişahın tuvalete gidesi gelir ama; bir türlü yapamaz...Kabız olmuştur... Hekim başılar falan, bir sürü geleneksel ilaçlar denedilerse de bir türlü çare olamaz...
Padişahın aklına Laleli Baba'nın söyledikleri sözler gelir. "Yeyip içtikten sonra, def-i hacet'dir"
Bu dervişin keramet sahibi olduğuna ve de, çaresinin dervişte olduğunu anlar. 
Etrafındakilere; "Sabah namazından sonra hazır olun, Laleli Baba'ya gideceğiz. Şimdi herkes yatsın" der.
Sabah namazından sonra Laleli Babanın mekanına varırlar... Kapıda beklemektedir Baba...
Padişah faytondan atladığı gibi doğru içeri girer ve "Söyle bakalım baba; ne istiyorsun benden" der. Derviş" Üç şey Padişahım" der...
Padişah "Birinci isteğin nedir derviş" der.   
Laleli Baba; "Gördüğünüz gibi burası bir mezmelelik, bir sürü dervişler burada barınıyor, buranın daha düzenli hale gelmesi için oldukça paraya ihtiyaç var...Sizin caminize yakışmıyor" der
Padişah;"Keseci başı at bir kese altın. Sen de yaz katip; her ay belli bir meblağ düzenlensin"der...
Derviş: "Sağol padişahım"
Padişah: "Peki ikincisi nedir"
Derviş: "Yaptırdığınız camiye benim adımı verin padişahım "der
Padişah çaresiz: "Verdim gitti, yaz katip, peki hemen üçüncüsünü söyle " der
Derviş: "Padişahlığı da bana ver padişahım" der
Padişah birden "Heeeeeeyyyt" diye kükrer ve ayağa fırlar...Yanındaki korumaları birden, şakırt diye kılıçlarını çıkarırlar... Padişah, eliyle işaret eder ve herkes kılıçlarını kınına sokar...
Padişah;"Peki verdim gitti" der çaresiz..."Başka bir şey kalmadı değil mi, kurtuldum mu" der...
Derviş boynunu büker ve: "Bir şey daha var padişahım"der ve ilave eder: " Bir def-i hacete değişilen saltanatı nideyim... Al padişahlığı geri vereyim" der...